İçindeki İman Nasıl Dirilir?

İman, rahimde büyüyen bir embriyoya benzer. İlk zamanlar ne olduğu belli değildir. Çünkü varlığını hissetmeniz için zaman, derinlik ve sabır gerekir. Sizin haberiniz yokken hücreler artarak gelişmeye başlar. Daha sonra cenine dönüşür ve eksik parçalar zamanla tamamlanmak üzere bütünleşme aşamasına geçer. Ancak biraz daha zaman geçtikçe varlığını hissettirir. Çünkü siz saklasanız da o büyür, siz gözünüzü ve kulağınızı kapasanız bile o içinizde kıpırdamaya başlar.

Onun hareketlerini hissettiğinizde, mucizelerini görmek için beklemeye başlarsınız. Günler, haftalar geçer ve siz kendi içinizde keşfettiğiniz bu varlığının doğumuna hazırlanmaya başlarsınız. O’nu doğurduğunuzda mucizeye de tanıklık edersiniz. Peki, O’nu içinizde taşımak, büyütmek ve alışmak bu kadar kolay mı?

Zaman geçtikçe ruhunuz ve bedeniniz de değişecek. Bazen O içinizde büyürken yürümekte zorlanacaksınız, yoldan çıkmaya çalışacaksınız. Yükünüz çok ama çok ağır gelecek… Ama sonuna kadar sabretmezseniz, o ruhu kaybedeceksiniz…

Her Şeyin Zamanı Var

Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.

Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var.

Dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var.

Öldürmenin zamanı var, şifa vermenin zamanı var.

Yıkmanın zamanı var, yapmanın zamanı var.

Ağlamanın zamanı var, gülmenin zamanı var.

Yas tutmanın zamanı var, oynamanın zamanı var.

Taş atmanın zamanı var, taş toplamanın zamanı var.

Kucaklaşmanın zamanı var, kucaklaşmamanın zamanı var.

Aramanın zamanı var, vazgeçmenin zamanı var.

Saklamanın zamanı var, atmanın zamanı var.

Yırtmanın zamanı var, dikmenin zamanı var.

Susmanın zamanı var, konuşmanın zamanı var.

Sevmenin zamanı var, nefret etmenin zamanı var.

Savaşın zamanı var, barışın zamanı var. (Vaiz 3,1-8)

Zamanı var çünkü imanı içselleştirip kabullenmedikten sonra özümsemek mümkün değildir. Zamanla büyütüp, koşulsuz itaat ettiğiniz iman, sizi kurtuluş ve diriliş ümidiyle yaşamaya sevk eder. İşte o zaman anlarsınız ki, dünyevi hayat nasıl da anlamsızdır…

Ya O Cenini Kaybedersen?

İçindeki umut, heyecan ve sevgi ürününü kaybedersen ne yapacaksın? O’nun için beslediğin umut, tanıklık edeceğin mucizeler ve Kutsal Ruh senden alındı mı sanacaksın?

Hissettiğin kayıp ve boşluk seni uçurumun kenarına götürecek…

Ya geri dönüp haçını sırtlanacaksın, ya da kendini uçurumdan atıp karanlıkta yok olacaksın…

Haçını sırtlanırsan, yola devam edersin. Bu yol kolay olmayabilir. Daha çok acı çekebileceğin birçok sorun karşına çıkabilir. Ama yolun sonunda o aydınlığı göreceksin.

Kendini uçurumdan atıp, akışına bırakırsan, belki bir süre kendini özgür hissedeceksin. Ama karanlık ölüm çukurunun dibine geldiğinde bir daha aydınlığa çıkamayacaksın…

İçindeki çocuğu doğurmalısın… Sana mucizeleri sadece O gösterebilir.

İyi olanı zehirli olandan ve kötülükten ayıran İsa Mesih seni de kurtaracak.


Celestina Gökçe

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt