Mesih İsa’nın Mabette Sunulması
“KUTSAL RUH onun üzerindeydi” Luka 2,25
Aziz Luka Tarafından Yazılan Mesih İsa’nın İncil’inden Sözler 2,22-40
Musa’nın Yasasına göre arınma günlerinin bitiminde Yusuf’la Meryem İSA çocuğu Rab’be adamak için Yeruşalem’e götürdüler. Nitekim Rab’bin Yasasında, “İlk doğan her erkek çocuk Rab’be adanmış sayılacak” diye yazılmıştır. Ayrıca Rab’bin Yasasında buyrulduğu gibi, kurban olarak “bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu” sunacaklardı. O sırada Yeruşalem’de Şimon adında bir adam vardı. Doğru ve dindar biri olan bu adam, İsrail’in teselli edileceği zamanı özlemle bekliyordu. KUTSAL RUH onun üzerindeydi. Rab’bin MESİHini görmeden kendisinin ölmeyeceği ona KUTSAL RUH tarafından bildirilmişti. Böylece Şimon, Ruh’un yönlendirmesiyle tapınağa geldi. Küçük İSA’nın annesi babası, Kutsal Yasa’nın ilgili kuralını yerine getirmek üzere O’nu içeri getirdiklerinde, Şimon O’nu kucağına aldı ve Tanrı’yı överek şöyle dedi:
“Ey Rabbim, vermiş olduğun sözü tuttun;
kulun olan ben artık huzur içinde ölebilirim.
Çünkü senin sağladığın ve tüm halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu,
ulusları aydınlatıp halkın İsrail’e yücelik kazandıracak ışığı gözlerimle gördüm.”
İSA’nın annesiyle babası, O’nun hakkında söylenenlere şaştılar. Şimon onları kutsayıp çocuğun annesi Meryem’e şöyle dedi:
“Bu çocuk, İsrail’de birçok kişinin düşmesine ya da yükselmesine yol açmak ve aleyhinde konuşulacak bir belirti olmak üzere belirlenmiştir. Senin kalbine de âdeta bir kılıç saplanacak. Bütün bunlar, birçoklarının yüreğindeki düşüncelerin açığa çıkması için olacak.”
Aşer oymağından Fanuel’in kızı Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl yaşadıktan sonra dul kalmıştı. Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan ayrılmıyor, oruç tutup dua ederek gece gündüz Tanrı’ya tapınıyordu. Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrı’ya şükretti ve Yeruşalem’in kurtuluşunu bekleyen herkese bu çocuktan söz etmeye başladı. Yusuf’la Meryem, Rab’bin Yasasında öngörülen her şeyi yerine getirdikten sonra Celile’ye, kendi kentleri olan Nasıra’ya döndüler. Çocuk büyüyor, güçleniyor ve bilgelikte yetkinleşiyordu. Tanrı’nın lütfu O’nun üzerindeydi.