Özgün Bir Fransisken: Padovalı Antuan †
Padovalı Aziz Antuan Bayramı 13 haziran yaklaşırken, bu azizin mucizelerini bir kere daha hatırlamamak elde değildir. Çocukların, hamile kadınların, yoksulların, kaybolanların azizi Aziz Antuan, Aziz Fransua’nın izinden giden bir Fransisken’di.
Ve bakmak için gözlerini açanlar, bebeklerin ve çocukların O’nun fresklerine bakarak gülümsediklerini göreceklerdir.
Bir Fransisken için doğaya, hayvanlara yani insanın haricindeki diğer yaratılanlara da dua edip, Rab’be şükretmek çok olağandır. Bu içten gelen bir duadır. Tüm yaratılanları görüp, her sabah doğan Güneş’e, geceyi aydınlatan Ay’a selam vermek de bir çağrıdır. Bu çağrıyı herkes duyamaz. Ama Aziz Antuan’da bu istek o kadar çoktu ki, onu dinleyenler iman ederek Hristiyan oluyordu.
Tüm yaratılanları gördükçe Rab’be bir kere daha şükretmek, müjdeyi kalbini açmış olanlara duyurmak konusunda Aziz Antuan da hep yoldaydı. Bu yolculuk yıllarca sürdü ve adım attığı yerlere mucize ışıklarını da bıraktı.
Hiç durmadı, çünkü işitecek kulağı olanlara sevindirici haberi vermek istiyordu. Hep beraber Rab’be şükretmek, O’nu övebilmek lütfuna erişmek için can atıyordu.
Tabi Şeytan da çok çalışıyordu. O’na engel olmak için, sesini duyurmasına izin vermedi. Öyle ki gün geldi, vaaz dinlemeye cesaret edecek hiç kimse olmadı.
Francis’in hayatında kuşlara vaaz olduğu gibi, Antonio’nun hayatında da balıklara vaaz vardır.
Bir sahil kasabası olan Rimini sapkın grupların elindeydi. Fransisken misyoneri Antuan geldiğinde, yöneticiler onun etkileyici vaazlarından korku duymaya başladılar. Bu konuda bir karar verdiler.
Sapkınlar, gerçeğe gözlerini açmak yerine, yanlışı savunmak ve onları aydınlatmak isteyenlere saldırmak için birleştiler. Sapkın tarikatın liderleri toplandı ve azizi en basit ve en somut yolla ortadan kaldırmaya karar verdi: Zehir.
Daha sonra, birlikte iman meselelerini tartışmak üzere onu bir yemeğe davet ettiler. Antonio herhangi bir komplodan habersiz kabul etti. Ama Rab onunlaydı. Aslında, masada, yemekten önce, Aziz Antuan tüm yiyecekleri kutsadı ve sonra sessizce yedi. Gerçek imandan bahsetmeye devam etti.
Sapkınlar, her an zehrin etkilerini bekleyerek onu izliyorlardı. Ve bunun yerine! İsa’nın gerçek havarilerine verdiği şu vaadi unutmuşlardı: “Eğer herhangi bir zehir içerlerse, bu onlara zarar vermez .” (Markos 16:18)
Aziz Antuan’a zehirle saldırma girişimi başarısız olan sapkınlar, halkı uzaklaştırarak azizin vaazını engellemeye çalıştılar
Kimse onu duymazsa, sorun çözülürdü.
Kiliseler, meydanlar, sokaklar bomboştu. Yollara çıkıyor, ama orada bile kimse onu fark etmiyor, ne dediğine kimse dikkat etmiyordu.
Dua ederek ve düşünerek yürümeye devam etti. Çünkü Rab’bi övmek için bekleyenlerin nerede karşısına çıkacağını bilemezdi. Denize vardığında dışarı baktı ve izleyicilerine seslenmeye başladı:
“Madem Allah’ın kelamına lâyık olmadığınızı ispat ediyorsunuz, işte, ben sizin inkârınızı daha açık bir şekilde şaşırtmak için balıklara dönüyorum.”
Ve denizin bütün yaratıklarına, Allah’ın onlara bahşettiği bol hediyeleri sayarak vaaz vermeye başladı. Sonra, hemen, küçüklü büyüklü bir balık kalabalığı koştu. O kadar yoğundu ki, böyle bir kalabalık asla görülmedi. Bu sırada balıklar, ağızları açık bir şekilde suyun yüzeyinde fırladılar ve vaazını dinledikten ve ancak Aziz’in kutsamasını aldıktan sonra oradan uzaklaştılar.
Bunun üzerine şehir halkı mucizeyi haykırdı! Sapkınlar iman etmeye başladı ve Hıristiyan inancı güçlendi. Aziz Francis’in kuşlara vaazı gibi, o da balıkları topladı. Çünkü Rab’bin yarattıkları O’nun Söz’üne kulağını açmışsa, kendilerince şükretmeye, mucizelere aracılık etmeye hazırdır.
İşte bu yüzden mucizeler gönlünü sevgiye, kulağını Rab’bin sözüne açanlar için her zaman vardır. Tıpkı Fransisken kardeş Padovalı Antuan’ın günümüzde hala gerçekleştirdiği mucizeler gibi.
Bu 13 Haziran’da Aziz Antuan’a bir selam verelim. O’ndan belki de kalbimizde sakladığımız ama kaybettiğimiz imanımızı bulmamıza yardım etmesini isteriz.
Rab’bin merhametini herkes duymak ister. Çünkü O, bir ağacın kavuğuna ev yapıp kendisine dua eden kuluna oğlunu gösterdi. O’nun kollarına güvenle geldi ve ışığının ihtişamı bugün hala göz kamaştırıyor.
Ey bebek İsa’yı kollarında taşıyan Aziz Antuan,
Rab’bin yarattığı bebeklere, çocuklara kendini göstermeye devam et,
Onları koru ve yoksulluk içinde olanlara Rab’bin sevgisini anlat.
Umutsuzlara ve pişmanlara Rab’bin affetmeye hazır olduğunu duyur.
Merhametin ve sadakatin biz insanlara örnek olsun.
Dünyevi yaşamın acımasızlığından bizleri kurtar.
Kalbimizdeki ilahi sevginin artmasını sağla.
Bizim için dua et Aziz Antuan.
Kendimiz dışındakileri düşünebilmemiz için,
Müjdeyi duyurabilmemiz için dua et. Amin.