Umudum, mutluluğum, şanlı tacım sizlersiniz.
“Size yüreğimizi açtık” (II. Ko. 6, 11). Isı gibi merhamet de genleşme özelliğine sahiptir. Çünkü ateşli ve coşkun bir erdemdir. Pavlus’un ağzını açtırıp, gönlünü genleştiriyordu. Pavlus’un gönlünden daha yüce bir gönül yoktu. O da, seven her insan gibi, hiç kimseyi uzak tutmadan, ayırtetmeden tüm inanç sahiplerini derin bir sevgi ile kucaklıyordu. İnanç sahiplerine karşı duyduğu bu sevgi bizi şaşırtmamalı, çünkü sevgisi inançsız olanları da kapsıyordu. Nitekim, “Bu yüzden güvenle, tüm kalbim ve aklımla konuşuyorum” demedi. “Sizi seviyorum” demedi, daha anlamlı bir deyim kullandı: “Ağzımız açıldı ve gönlümüz genleşti”, yani hepinizi evrensel bir kucaklaşmada, gönlümün derinliklerinde taşırım. Çünkü sevilen kişi, onu seven gönlün derinliklerinde dilediği gibi hareket eder. Bu yüzdendir ki Havari: “Sizden sevgimizi esirgemedik, ama siz bizden sevginizi esirgediniz. Bize aynı karşılığı verebilmek için – çocuklarıma söyler gibi söylüyorum – siz de yüreğinizi açın” (II. Ko. 6, 12-13) diye doğruluyor. Sevgi ile yumuşatılan ve seven kişilerin özelliğini taşıyan kınamaya dikkat et. Onlara onu sevmediklerini söylemiyor, fakat onun onları sevdiği kadar sevmediklerini açıklıyor. Onları tatlılıkla azarlamak istiyor.
Tek tek mektupların her yerine inanç sahiplerine karşı duyduğu canlı sevgi farkediliyor. Romalılara şöyle yazıyor: “Sizi görebilmek için can atıyorum ve sık sık size gelmeyi düşündüm. Size gelebilmek için bir yol bulabileceğimi umut ediyorum” (bk. Rom. 1, 10-11). Galatyalılara şunu bildiriyor: “Çocuklarım! Mesih sizde biçimleninceye dek sizin için yine doğum ağrısı çekiyorum” (Gal. 4, 19). Efeslilere ise: “Bu nedenle Peder’in önünde sizin için diz çöküyorum” (Ef. 3, 14). Selaniklilere şunu ekliyor: Ümidim, sevincim ya da övgü tacım kimdir? Yoksa siz değil misiniz? (bk. I. Se. 2, 19). Böylece, zincirlerle bağlı bile olsa, onları gönlünde taşıdığını vurguluyor.
Bundan başka Koloselilere şunu yazıyor: Sizler ve beni tanımayan gönüllerin tesellisi için ne gibi bir mücadeleyi sürdürdüğümü bilmenizi istiyorum (bk. Ko. 2, 1) ve Selaniklilere: çocuklarına bakan bir dadı gibi, sizi çok sevdiğimizden size salt İncil’i değil de yaşamımızı da vermek isterdik (bk. I. Se. 2, 7-8). Onun için üzülmelerini istemiyor. Yine de tek seven olmayı arzu etmiyor, ruhlarını daha çok etkileyebilmek için onların da onu sevmelerini istiyor. Bu davranışlarından mutluluk duyuyor. Ve temin ediyor: Titus geldi ve bana karşı duyduğunuz arzuyu, acıyı ve sevginizi bize bildirdi (bk. II. Ko. 7, 7).
YUHANNA KRİSOSTOMOS (344-407)