Hakaretlerin anısı öfke birikintisi ruha saplanan çividir…
Kendini suçlayan, bir terslik, zarar, dedikodu, hakaret ya da başka bir üzüntü ile karşılaştığında her şeyi huzur içinde karşılar: hakaret ettiğini kabul edip hiç bir şekilde tedirgin olmaz. Bu insandan daha rahat kim olabilir ki?
Belki biri karşı çıkacaktır: “Bir kardeşim beni üzerse ve kendimi sorguladığımda, ona hiç bir neden verdiğimi görmezsem kendimi niçin suçlayayım?” Kesin olan bir şey vardır, biri Tanrı korkusu içinde kendini dikkatlice sorgularsa tümden suçsuz olmadığını görecektir ve ister hareketleri, ister sözleri ya da davranışları ile bin neden verdiğini keşfedecektir. Şayet bu durumların hiç birinde kendini suçlu bulmazsa muhakkak ki başka bir zamanda o kardeşine sert davranmıştır eski ya da yeni bir konuda veya, belki, başka bir kardeşe zarar vermiştir. Bunun içindir ki, haklı olarak acı çekiyordur veya başka bir zamanda işlediği sayısız suçları yüzünden acı çekiyordur.
Bir başkası sorar: rahat ve huzur içindeyken yetişen bir kardeşi onu söven ve ayıplayan sözlerle hakaret ettiğinde ve buna katlanmadığından, kızmak ve karşı koymak hakkı iken neden kendini suçlayacakmış. O kardeşi gelmemiş olsaydı ve konuşmasaydı ve rahatsız etmeseydi hiç suç işlemeyecekti.
Mazeret gerçekten gülünçtür ve hiçbir mantıklı temele dayanmamaktadır. Kendisine birkaç söz söylendiği için öfke tutkusu onda kabarmış değildir, tersine o sözler içinde taşıdığı o tutkuyu ortaya serdiler. Bunun içindir ki, niyeti iyi ise, tövbe etmekte de iyi nedenler bulacaktır. Ancak artıklarını öğütüldükten sonra belirten açık ve parlak buğday gibidir. Aynı şekilde, kendince, huzur ve barış içinde oturan içinde görmediği bir tutkuyu taşımaktadır. Kardeşi gelir, iğneleyici birkaç söz söyler ve anında içinde gizlediği bozuk tortuyu kusar. Bunun içindir ki, merhamet istiyorsa, tövbe etsin, arınsın, daha iyi olmaya çalışsın ve görecektir ki o kardeşine hakaret etmek yerine teşekkür borçluydu. Çünkü sayesinde, bir tinsel ilerleme fırsatına kavuşmuştu. Öyle yapmış olsaydı, ilerde aynı alınganlığı tanımazdı. Kesin olan bir şey vardır, ilerlemeyi sürdürünce bu tür sınavları daha kolayca aşabilecektir. Gerçekten ruh erdemde ne denli ilerliyorsa, karşılaşacağı herhangi zor duruma dayanmakta daha güçlü ve enerji dolu oluyor.
DOROTEUS (GAZA’LI) (VI. Yüzyıl)