Tanrı ile birlikte olmaktan, O’na uymaktan daha kutsal bir şey olabilir mi?

Görünüm değişiminin gizini İsa, Tabor dağında Havarilere açıklıyor. Onlara Tanrı’nın Krallığından ve şan içinde ikinci gelişinden söz ediyordu. Oysa belki de bu onları ikna edebilecek yeterlilikte bir güç taşımıyordu. O zaman Rab, inançlarını sağlamlaştırmak ve derinleştirmek amacı ile ve de şimdiki olaylardan hareket ederek gelecekteki olayların gerçekliğine varabilmeleri için, tanrısallığının görkemini göstermek ve böylece onlara göklerin krallığının bir ön imgesini sunmak istedi. Gelecekteki olayların mesafesi daha ılımlı bir inanca neden olmaması için onları önceden uyardı ve şöyle dedi: Burada bulunanlar arasında İnsanoğlu’nun Peder’inin şanı içinde geldiğini görmeden ölmeyecekler vardır (Mat. 16, 28).

İncil yazarı, kendi hesabına Mesih’in her istediğini yapabildiğini kanıtlamak amacı ile şunları ekledi: “Altı gün sonra İsa yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yakup’un kardeşi Yuhanna’yı alarak onları yüksek bir dağa çıkardı. Orada İsa’nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu. Birden şakirtlere Musa’yla İlyas göründü. İsa ile konuşuyordu” (Mat. 17, 1-3). İşte şimdiki törenin harikulade gerçekleri, bugün işte bizler için dağda gerçekleşen kurtuluş gizi, işte bizi şimdi bir araya getiren İsa’nın ölümü ve aynı zamanda yüceliği.

Mesih tarafından seçilen ve aydınlatılan şakirtlerle birlikte bu anlatılmaz ve kutsal gizlerin içtenlikli anlamını kavrayabilmek için gizli sesi ile bize ısrarla yükseklerden seslenen Tanrı’ya kulak verelim. Çabucak oraya gidelim. Hatta deyim uygunsa, gökyüzünden bize rehberlik eden, yol gösteren İsa gibi gidelim.

O’nunla birlikte salt inanç gözünün görebildiği o ışığa bürünebileceğiz. Tinsel yüzümüz değişecek ve O’nunki gibi şekillenecektir. O’nun gibi sağlam bir görünüm değişimi durumuna gireceğiz. Çünkü kutsal doğaya katılacağız ve ermiş bir yaşama hazırlanacağız.
Bizi çağırdığı yere doğru güven ve mutluluk içinde koşalım, buluta girelim. Musa ve İlyas, Yakup ve Yuhanna gibi olalım. Petrus gibi tanrısal yüceliğin görünümüne tümden teslim olalım. Bu şanlı görünüm değişimi ile görünüm değişelim. Dünyadan uzaklaşıp, dünyanın dışına çıkalım. Bedeni terkedelim, yaratılan dünyayı terkedelim ve Petrus’un esrime halinde ve kendinden geçmiş olarak: “Rab, burada olmak bizim için güzeldir” (Mat. 17, 4) dediği Yaratıcı’ya başvuralım.

Gerçekten, ey Petrus, İsa ile birlikte “burada olmak” ve tüm yüzyıllarda burada kalmak güzeldir doğrusu. Tanrı ile birlikte olmaktan, O’na uymaktan, O’nun ışığında bulunmaktan daha mutlu, daha değerli, daha kutsal birşey olabilir mi?
Hiç kuşkusuz her birimiz Tanrı’nın yanında olduğunu, imgesine uygun görünüm değiştiğini hissediyor. O halde neşe ile “Burada olmak bizim için güzeldir” diye haykırsın, her şeyin görkem, mutluluk, ermişlik ve coşku olduğu bir yerde. Ruh’un barış içinde, huzur içinde ve tadlar içinde olduğu yerde kalmak. Mesih’in yüzünü gösterdiği, Pederi ile birlikte oturduğu yerde, burada. İşte, bulunduğumuz yere gidiyor ve “Bugün kurtuluş bu eve girmiştir” (Luk. 19, 9) diyor. Sonsuz hazinelerin tümü burada yığılmıştır. Gelecek yüzyılların ilk ürünlerinin ve gerçeğin imgeleri burada, bir aynada yansıyormuş gibi görüntülenmiştir.

ANASTASİUS (SİNAİ’Lİ) († 700)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt