Babam ve ben geleceğiz ve Onda kalacağız.
Kapını gelene aç, ruhunu aç, zihnini aç ki, özentisizliğin, saflığın zenginlikleri, barışın hazinesini, lütfun boşluğunu keşfetsin. Kalbini ferahlat, her insanı aydınlatan ölümsüz ışığın güneşine gel. Kuşkusuz gerçek ışık, herkes için parlar; ama pencerelerini kapayan, kendini ebedi ışıktan mahrum eder. Demek oluyor ki, ruhunun kapısını kapatırsan, bizzat İsa kapıda kalmış olur. İsa içeri girecek güçte olmakla birlikte, zorla girmek istemez. Kendisini kabul etmeyenleri zorlamak istemez.Bakireden doğarken tüm evrene ışık saçtı, herkes için parlamak istedi. Gece karanlığının hiçbir zaman karartmadığı ebedi ışığın aydınlığını dileyenler, onu kabul eder. Çünkü gözlerimizle gördüğümüz güneşin yerini gecenin karanlığı alır. Halbuki adalet güneşi hiçbir zaman batmaz. Çünkü şer hiçbir zaman bilgeyi yok edemez.
O halde İsa’nın kapısını çaldığı kimseye ne mutlu! Kapımız imanımızdır ve sağlam olursa, tüm evi korur. İsa bu kapıdan girer. Kilise bu nedenle ilahide şöyle der: “Kardeşimin kapıyı vurduğunu duyuyorum. Kapıyı vurana kulak ver, girmek isteyeni dinle: Aç bana bacım, zevcem, güvercinim, kusursuz yarim; aç, çünkü başıma çiğdüştü, lülelerime gece damlaları” (Özd. 5, 2).
Saç, gece çiği ile örtülü. Kelamın nasıl ısrarla kapını çaldığını anla. O denemelere göğüs germe durumunda olanları ziyaret etmek ister. Yenilmemeleri için, engellere yenik düşmeleri önlemek için. Kederli olduğu zaman yağmur, çiğ başını örter. O anda uyanık olmak gerek ki, damat geldiği zaman evin kendisine kapalı olduğunu görerek geri dönmesin. Sen uyursan, kalbin uyanık olmazsa, kapıyı çalmadan gider. Kalbin uyanıksa, kapıyı vurur ve kapının açılmasını bekler.
Ruhumuzun kapısını biliyoruz: “Ey kapılar, kirişlerinizi yükseltin; yükseltin, ey kapılar ki ihtişam Kralı girsin” (Mez. 23, 7) diye sözedilen kapıların ne olduğunu da biliyoruz. İmanın bu kapılarını yükseltmek istersen, ihtişam Kralı, çilesinin zaferi ile yanına gelecek. Adaletin de kapıları vardır. Bu konuda İsa’nın Peygamberin ağzından ne dediğini biliyoruz: “Bana adaletin kapılarını açınız” (Mez. 117, 19).
AMBROSİUS (339-397)