Bizimle kal Rab, çünkü akşam oluyor ve gün bitmek üzeredir.
Sevgili kardeşlerim, Rabbin dirilişi ile göğe çıkması arasındaki günler boşa geçmediler. Çünkü onlarda büyük gizler teyid edildi ve yüce gerçekler açıklandı.
Acımasız bir ölüm korkusu yokedildi ve salt ruhun değil, bedenin de ölümsüzlüğü bildirildi. O günler boyunca, tanrısal esintinin soluğu sayesinde, tüm Havarilerin üzerine Kutsal Ruh serpiştirildi. Havari Aziz Petrus’a Krallığın anahtarlarının tesliminden sonra, Rabbe ait sürünün yüce bakımı teslim edildi.
Bu günlerde Rab üçüncü kişi olarak, yol boyunca iki şakirde katılıyor ve herhangi bir kuşkunun gölgesini ortadan kaldırmak için o korkak ve heyecanlı ikilinin güçsüz imanını suçlar. Onun tarafından aydınlanan o iki inançla ateşlenirler ve daha önce soğukken, Rab onlara Kutsal Kitap’ı açıklarken tutuşurlar. Adem ve Havva’da olduğu gibi yoldaki iki şakirdin gözleri açılıyor. Fakat kendi suistimallerinin utancı karşısında utanan Adem ve Havva’nın gözleri nerede, Rabde beliren kendi doğalarının yüceliği karşısında mutlulukla dolu öğrencilerin parlayan gözleri nerede?Bunun içindir ki, sevgili kardeşlerim, Rabbin dirilişi ile göğe çıkışı arasında geçen bu zamanda, Tanrı amaçladığı, bildirdiği, inançlıların gözlerine ve yüreklerine aşılamak istediği şey, Rab İsa Mesih’in gerçekten doğduğu, gerçekten azap çektiği ve gerçekten öldüğü gibi, gerçekten dirildiğini kesinlikle doğrulamaktır.
Bu yüzden aziz Havariler ve çarmıhtaki trajedi için heyecanlanan ve dirilişe inanmakta kuşku duyan tüm şakirtler, gerçeğin kanıtı karşısında öylesine yüreklendiler ki, Rabbin göklerde yükseldiği an hiç üzüntü duymadan aksine büyük bir mutlulukla dolup taştılar.
Gerçekten mutluluk duymaları için yüce ve benzersiz bir nedenleri vardı, çünkü o mutlu kalabalıkla birlikte, meleklere daha yüce bir saygınlığa yükselen insan doğasını görüyorlardı. Meleklerin derecelerini aşıp, başmeleklerin yüceliklerinin ötesine yükseltilip, bu yükseliş ne denli yüksek olsa bile hiçbir düzeyde herhangi bir sınırla karşılaşmıyordu. Sonunda sonsuz Peder’in yanına yer almaya çağırılıp, şan tahtında onunla ortaklaştı. O’nu Oğul kimliği ve doğası ile birleşti.
LEO MAGNUS († 461)