Günahkar bedene benzer şekilde yapılmış bu yeni insan, günahtan tek kurtulmuş olan O.

İncil’in sözünü ettiği o soydan bir insan olduğuna inanılmıyorsa, Rabbimizin Aziz Meryem Ana’nın oğlu, gerçek insan ve kusursuz olduğunu beyan etmek hiç bir şeye yaramaz. Matta şöyle yazıyor: “İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih’in soyuyla ilgili kayıt şöyledir: (Mat. 1, 1). Devamından, tüm kuşakları ile, Rabbin annesi olduğu Yusuf’a kadar insan soyunun sırası kaydediliyor. Buna karşın Luka, kuşakların türeyişini tersten izleyerek, insan türünün başına kadar varır, ilk ve son Adem’in aynı doğadan olduklarını göstermek için.
Muhakkak ki, insanları eğitmek ve doğrulamak için, Tanrı Oğlu’nun yüce gücü, daha önce kendini, atalara ve Peygamberlere gösterdiği gibi, insan şekli altında gösterebilirdi, Yakup’la mücadelesinde yaptığı, konuk olmayı kabul ettiği ve sunulan yemekleri yediği gibi. Oysa o görüntüler, gizemli işaretlerin önceden haber verdikleri gibi, ondan önce gelmiş atalar soyundan gerçek doğasını alacak olan o insanın işaretleriydi.

Ezelden beri hazırlanan barışmamızın kutsal gizemini başka hiç işaret (simge) gerçekleştiremezdi. Çünkü Kutsal Ruh daha Meryem’in üzerine inmemişti ve Tanrı’nın gücü onu gölgesi ile örtmemişti. Bilgelik evini Meryem’in lekesiz bağrında daha inşa etmemişti. Söz daha bedenleşmemişti. Zamanların Yaratıcısı, kendinde ve tek bir kişide Tanrı’nın ve kölenin doğasını birleştirerek, zaman içinde doğmamıştı. Aracılığı ile her şeyin yapıldığı O’nun kendi de tüm diğer yaratıkların arasında türetilmesi gerekiyordu.
“Günahkar bedene benzer” (Rom. 8, 3) şekilde yapılmış bu yeni insan eski adamımızı sahiplenmiş olmasaydı, ve Peder ile birlikte eş tözden olan O, Anne ile eş tözden olmaya yanaşmasaydı, ve günahtan tek kurtulmuş olan O, insan doğamızı kendinde birleştirmiş olmasaydı, insan doğasının tümü halen şeytanın buyruğu altında tutsak kalmış olacaktı. Zafer, doğamızın dışında elde edilmiş olsaydı, O’nun şanlı zaferine katılamazdık.

Doğamıza bu takdire değer katkıdan sonra yeniden doğmanın kutsal gizemi bizler için parladı, çünkü Mesih’in de türetildiği ve doğduğu o aynı Ruh’un sayesinde, bedenin arzularından doğan bizler de tinsel bir doğuşla yeniden doğabilelim. Bunun içindir ki İncil yazarı, iman sahipleri hakkında şöyle diyor: “Onlar ne kandan, ne bedenin isteğinden, ne de insanın isteğinden doğdular; tersine, Tanrı’dan doğdular” (Yu. 1, 13).

LEO MAGNUS († 461)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt