Çobanlar sürüyü otlatmamalı mı?

Koyunların sütünü içmenin ne demek olduğunu açıkladık. Şimdi de yünleri ile giyinmenin ne anlama geldiğine bakalım. Süt temin etmek demek, gıda sağlamak demektir. Yün temin etmek demek, saygı sağlamak demektir. Koyunları besleyeceklerine kendi kendilerini besleyenlerin halktan beklediği iki şey budur: İhtiyaçlarını karşılama ayrıcalığı ve övgü toplama zevki.

Gerçekten de giysilerin bir onur konusu olduğunu herkes kabul eder. Çünkü giysi çıplaklığı örter. Tüm insanlar zayıftır. Burada episkoposunuz olan kimseden sözedecek olursam, o da sizin gibi değil mi? O da bir vücut sahibi, o da ölümlü, o da yer, uyur, kalkar. O da doğdu ve bir gün ölecek. Onun da aslını sorarsan, o da bir insan. Ona fazla saygı göstererek, sanki zaafını örtmüş gibi oluyorsun.
Tanrı’nın iyiliksever kulları ona giysi temin ettiği zaman, bakın Aziz Pavlus bunu nasıl algıladı: “Beni bir Tanrı meleği gibi kabul ettiniz. Ben şuna şahidim: Elinizden gelseydi, gözünüzü çıkarıp bana verirdiniz”. Ama bu denli onurlandığına göre, kendisi acaba bu övgüye ulaşmak için övgünün kendisinden esirgenmesinden, serzenişleri yüzünden daha az saygı görmesinden endişe ederek mi yolunu şaşıranları bağışlamıştı? Çünkü böyle davranmış olsaydı, koyunları besleyeceklerine kendi kendilerini besleyenlerden biri olurdu. O zaman da kendi kendine şöyle derdi: “Bana ne? Herkes ne isterse onu yapsın. Benim geçimim, saygınlığım sağlanmıştır: Süt ve yün, bu bana yeter.

Herkes nereye gidebilirse, oraya gitsin. Yani herkes gidebileceği yere gidince, senin için herşey tamam mı?” O halde, ben seni episkopos yapmak istemem, sen benim gözümde halktan birisin. Tek bir uzuv acı çekerse, onunla birlikte hepsi acı çeker. Havari, kendine karşı nasıl davrandıklarını anımsatırken, gösterilen saygıyı unutmuş görünmek istemiyor. Bir Tanrı meleği gibi kabul edildiğini belirtiyor. Mümkün olsaydı, gözlerini çıkarıp kendisine vereceklerini söylüyor. Ama yine de hasta, kangrenli koyunun yarasını deşmeyi göze alıyor, kangreni bağışlama değil. Peki şimdi, size gerçeği söylediğim için düşmanınız mı oldum? O da böylece, az önce belirttiğimiz gibi koyunların sütünü aldı, yünleri ile örtüldü. Ancak koyunları ihmal etmedi. Çünkü aradığı kendi öz çıkarları değil, İsa Mesih’in çıkarları idi.

AUGUSTİNUS (354-430)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt