Nerede iki ya da üç kişi Mesih İsa’nın adına toplanırsa, orada Kilise vardır.
Tanrı insanların dertlerine sürekli çare bulmaktadır. Bu nedenle de zamanı gelince ve kendi isteğiyle biricik Oğlu’nu gönderdi. Evreni onun aracılığıyla yaratmıştı. Böylece Tanrı kalarak insan olmasını ve Tanrı ile insanlar arasında arabulucu olmasını sağlamıştı: İnsan İsa Mesih.
Ona inananlar, yeniden doğuşu sağlayan vaftiz suyuyla bütün günahlarından ve sonsuza dek cehennem azabından kurtulacaklardır. Onlar inançla, umutla ve Tanrı sevgisiyle yaşayacaklar; ayartıcı, güç ve tehlikeli ortamlarda, bu dünyada yol alacaklardır; ama Tanrı’nın verdiği maddi ve manevi destekle ilerleyeceklerdir. Mesih İsa’nın onlar için öldüğünü görünceye dek yolu izleyeceklerdir.
Bu yolda yürüyenler, yaşamın güçsüzlüğünden ötürü insanın içine işleyen günahlardan zarara uğradıkları için, onlara etkili bir çare bulmuştur: Sadaka; onların duasına sadaka yardımcı olacaktır ve onlara şöyle demeyi öğretmiştir: “Bize kötülük edenleri bağışladığımız gibi, sen de bağışla suçlarımızı”.
Bu güç yaşamda Kilise, mutlu umutlarla davranıyor; havariliğin üstünlüğünden ötürü Havari Petrus bu Kiliseyi kişisel olarak tümüyle temsil ediyordu. Onun kişiliğine gelince, o doğası gereği tek bir insandı, tanrısal lütufla bir Hıristiyandı ve daha da büyük bir lütufla, ilk Havari idi. Ama İsa ona şöyle dedi: “Göklerin Egemenliğinin anahtarlarını sana vereceğim: yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak”. Petrus Kilise’yi tümüyle temsil ediyordu.
Kilise, bu dünyada her çeşit yıkımla karşılaşmıştır, ama asla yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur ve Havari de adını oradan almıştır.
Rab şöyle diyor: “Ben Kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım”. Bunun nedeni Petrus’un söyledikleridir: “Sen, yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin”.
İsa şöyle diyor: “Bu kayanın üzerine, Kilisemi kuracağım”. Kuşkusuz, kaya Mesih İsa idi. Ve Petrus’un kendisi de bu temele dayanmıştır. Temele gelince kimse, şimdiden var olan temel dışında başka bir temel koyamaz: Bu temel, İsa Mesih’tir.
Kilise’nin temeli Mesih İsa’dır ve Petrus’un kişiliğinde Mesih İsa, Kilise’ye göklerin egemenliğinin anahtarlarını vermiştir; söz konusu olan, günahları bağlayıp çözmek gücüdür. Kilise, Mesih İsa’yı severek ve onu izleyerek, her türlü kötülükten kurtulmuştur. Ama gerçek uğruna, ölüme dek sürekli çabalayanlar aracılığıyla Kilise, onu daha fazla izlemektedir.
AUGUSTİNUS (354-430)