Diri taşlar gibi Tanrı’nın tapınağı ve sunağı olarak inşa ediliyoruz.

Mesih’e inanan bizler Kutsal Kitaba göre “diri taşlar” diye adlandırılıyoruz: “O sizi diri taşlar olarak ruhsal bir konutun yapımında kullansın. Böylelikle, İsa Mesih aracılığıyla Tanrının beğenisini kazanan ruhsal kurbanlar sunmak üzere kutsal bir kahinler topluluğu olursunuz” ( I. Pe. 2, 5).

Fakat nasıl ki maddi taşlar için tüm yapının ağırlığı onlara teslim etmek ve dayatmak için temel teşkil etmek için en sağlam ve dayanıklı taşlar konuluyorsa aynı şey diri taşlar için de geçerlidir: bazıları ruhsal yapının temeline konulur. Temele konulan bu taşlar hangileridir? “Elçiler ve peygamberler”. Nitekim Pavlus şöyle öğretiyor: “Mesih İsa’nın kendisi köşe taşı olarak, elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine bina edildiniz” (Ef. 2, 20).

Ey dinleyici, bu binanın inşaatına daha uygun olman için, taş gibi temele kendini en yakın bulunman için bil ki tasvir ettiğimiz binanın temeli Mesih’in kendisidir. Nitekim havari Pavlus şöyle ifade ediyor: “Çünkü hiç kimse konulan temelden, yani İsa Mesih’ten başka bir temel koyamaz” (I. Kor. 3, 11) Bu denli asil bir temel üzerinde dinsel ve aziz binalar inşa edenlere ne mutlu.
Fakat kilise binasında sunağın da bulunması gerekiyor. Bu yüzden ben düşünüyorum ki siz, diri taşlar arasında duaya ve gece gündüz Tanrı’ya yakarmaya hazır ve yetkin olan Mesih İsa’nın sunağı inşa ettirdiği insanlara aittir.
Sunağın taşlarına sunulan şükranlara baksana: yasa koyucusu Musa sunağın, teşrih bıçağı ile kesilmiş taşlardan değil de tek parçalı olanlardan inşa edilmesini emretti. Kim bu el değinmemiş taşlar? İhtimal ki bu parçalanmamış ve el değinmemiş taşlar fikir birliği ve uyumları ile bir arada tek bir sunak teşkil eden aziz havarilerdir. Nitekim anlatılıyor ki bir arada dua edip ağızlarını açarak: “Sen, herkesin kalbini bilen Rab” (Elç. İş. 1, 24) diyorlardı.

Demek ki bir arada, tek bir ses ve tek bir ruhla dua edebilen onlar İsa’nın Baba’ya kurban sunduğu tek sunağı bir arada oluşturmaya layıktırlar.
Fakat biz de tek bir dil, tek bir düşünceya sahip olabilmek için uğraşalım, hiçbir şeyi rekabet ya da böbürlenmek için yapmadan fakat, sunağa uygun taş olabilmemiz için, aynı duygu içinde ikna olalım.

ORİGENES  (185-253)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt