Bakirelerin sayısı ne kadar büyükse Kilise Ana’nın mutluluğu o kadar büyüktür.

Şimdi de sözü bakirelere yöneltelim ve bunu büyük bir dikkatle yapalım çünkü soylulukları ve saygınlıkları çok büyüktür. Onlar Kilise’nin ağacında açılan çiçektirler, onlar lütfun değerli taşlarıdır, yaşamın neşesi, şan ve şeref armağanı, Tanrı’nın tam ve bozulmayan armağanı, Rab’bin azizliğinin yansıması, Mesih sürüsünün seçkin parçası. Kilise ana onlar için çok canlı bir neşe hisseder ve onlarda tinsel verimliliğini ortaya koyar. Bekaretin çiçek açması ne denli büyükse annenin memnuniyeti o kadar büyük olur.
Biz onlara sesleniyoruz ve görevimizin sorumluluklarından çok sevgimizle hareket ederek teşvik ediyoruz. En son ve en önemsiz olup küçüklüğümüzün farkında bulunduğumuzdan davranışlarının denetleyicisi olmak değil de çobanlık ilgimizi göstermek ve şeytanın onlara açacağı tehlikelerin karşısındaki endişelerimizi göstermek niyetindeyiz.
Amaç kişinin kurtuluşu ve Rab’bin kendisi tarafından verilen yaşam yönlendirmeleri olunca hiçbir tedbir boş ve hiçbir temkinli endişe gereksiz olamaz.
Evliliğin nimetlerinden vazgeçerek kendilerini Mesih’e adadılar. Akıllarında ve bedenlerinde aziz olabilmek için kendilerini tümden Tanrıya adadılar. Kendilerine vaat edilen büyük ödülü alabilmeleri için Tanrı, başladıkları uğraşıyı tamamlayabilmeleri için, onlara yardımcı olsun. Mücevherlerle süslenip erkeklerin hoşuna gitmeyi düşünmesinler, bekaretlerinin ödülünü onurlu şekilde vermesini bilen Rab’bin hoşuna gitmeye baksınlar.
Koruyun, ey bakireler, kendinizi olduğunuz gibi koruyun. Ne olacağınızı koruyun. Sizi şahane bir taç bekliyor. Cesaretiniz hak ettiği ödülü alacaktır. İffetinize yüce bir armağan ayrılacaktır. Sizler olacağımız şey olmaya başladınız. Siz bu dünyada dirilişin şanına sahip oldunuz Dünyanın içinde ilerleyin fakat bulaşıcılığından sakının.
İffetli ve bakire kalarak Tanrının meleklerine benzer oluyorsunuz. Bu yüzden bakireliğinizi aynen koruyun ve bilinçli bir kararla sarıldığınız şeyi hiç bozulmaksızın ve açık bir kararlılıkla sürdürün. Bunun için dış görünüşe, takılara ve şık olmanın boşluğuna değil de yaşamın azizliğine önem verin.
Rab’bin “seçilmiş araç” dediği Havari’nin deyişi ile: “İlk adam yerden, yani topraktandır. İkinci adam göktendir. Topraktan olan adam nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. Göksel adam nasılsa, göksel olanlar da öyledir. Bizler topraktan olana nasıl benzer idiysek, göksel olana da benzeyeceğiz” (I. Kor. 15, 47-49). Bakirenin örtündüğü görüntü budur. O dürüstlüğü, azizliği, gerçeği taşır.

KİPRİANUS (200-258)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt