Ruhumuz gözleriyle göklere güneşten dahi parlak olan Tanrı’yı tanıdığı zaman ne olduğunu anlamaya başlar.
Sevgili kardeşim, inancını, cesaretini ve açık tanıklığını bilmekteyiz. Tüm bunlar seni onurlandırmakta ve bana büyük bir mutluluk vermektedir, öylesine ki kendimi değerlerinin ve başarılarının bir izleyicisi, bir ortağı olarak görmekteyim.
Kilise nasıl ki tektir, sevgi tek ve ayrılmazdır, gönüllerin ahengi tek ve parçalanmazdır; hangi rahip, başka bir rahipten övgüsünü yaptığında, kendi şanı gibi bundan mutluluk duymaktan kendini alıkoyabilir?
Hangi kardeş kardeşlerinin sevincinden mutluluk duymaz?
Sizin gösterdiğiniz cesareti öğrendiğimizde ve bu denli güzel şeyler duyduğumuzda burada yaşanan heyecanı ve büyük mutluluğu hayal edebilmek hiç kuşkusuz olası değildir. İnanç tanıklığında kardeşlere bir rehber oldun ve rehberin tanıklığı, kardeşlerin tanıklığı ile daha da güç kazandı. Böylece, şan yolunda başkalarına öncülük yaptığın gibi, birçok arkadaşı bu yola kazandırdın ve ilk olarak herkesin adına tanıklık etmeğe hazır bulunduğunda aynı inanca tanıklık etmeleri için tüm halkı ikna ettin. Bu durumda sizde en çok neyi övmemiz gerektiğini saptayabilmek olası değildir, daima hazır ve yıkılmaz inancı mı yoksa kardeşlerin ayrılmaz sevgisini mi. Halkına yol gösteren episkoposun cesareti tüm görkemi ile göründü ve episkoposu ile kenetlenmiş halkın aydınlık ve yüce bağlılığı ortaya çıktı. Roma Kilise’si sizde şahane bir tanıklık verdi, tek bir ruh ve seste birleşmiş olarak.
Böylece, sevgili kardeşim, Havari’nin cemaatinizde saptadığı ve övdüğü inanç parladı. O zamandan beri kendisi, kehanette bulunurcasına, cesaretinizi ve başedilmeyen gücünüzü öngörüp kutluyordu. Oğulların başarılarını öngörüp babalarınkilerini yüceltiyordu. Daha o zamandan dek size şan kazandıracak değerlerinizi görüyordu. Tam uyuşmanızla, cesaretinizle tüm Hıristiyanlara parlak bir birlik ve sebat örneğini verdiniz.
Çok sevgili kardeşim, Rab, lütfunda, sınav saatinin yaklaştığını önceden bildiriyor. Tanrı, kurtuluşumuza yönelik iyiliği ve ilgisi ile yakın mücadelemiz konusunda yararlı düşüncelerini bize aktarıyor. Pek iyi, bizi birbirimizi bağlayan o sevgi adına, tüm halk ile birlikte oruçta, gece toplantılarında ve duada ısrarlı olalım.
Bizleri sağlam, güçlü ve sebatlı yapan göksel silahlarımız bunlardır. Bunlardır bizleri koruyan tinsel silahlar ve tanrısal oklar.
Karşılıklı olarak, tinsel bir uyum ve kardeşlikle bunları anımsayalım. Daima ve her yerde birbirimiz için dua edelim ve karşılıklı sevgi ile acılarımızı dindirmeye çalışalım.
Episkopos Aziz Kiprianus’un şehitliğine ait prokonsül belgelerinden:
14 Eylül sabahı, prokonsül Galerius Maximus’un emirlerine uygun olarak, Sesti’de büyük bir kalabalık toplanmıştı. Prokonsül Galerius Maximus, Kiprianus’un Sauciolus avlusunda yer alan oturuma getirilmesini emretti. Önünde olduğunda prokonsül Galerius Maximus sordu:
– Tascius Kiprianus sen misin?,
Episkopos Kiprianus yanıt verdi:
– Evet, benim”.
Prokonsül Galerius Maximus şöyle dedi:
– Kutsal şeylere karşı olan bir tarikatın başı olarak kendini takdim eden sen misin?
Episkopos Kiprianus yanıt verdi:
– Ben’im.
Galerius Maximus şöyle dedi:
– Çok kutsal imparatorlar sana adamanı emrediyorlar.
Episkopos Kiprianus:
– Yapmam dedi.
Prokonsül Galerius Maximus şöyle dedi:
– İyi düşün.
Episkopos Kiprianus yanıt verdi:
– Sana emredileni yap.
KİPRİANUS (200-258)