Saltanatın gelsin!

“Saltanatın gelsin.” Adının kutsamasını istediğimiz gibi, Tanrı saltanatının bize gelmesini istiyoruz. Oysa Tanrı’nın saltanat sürmediği bir zaman olabilir mi? Ya da daima olan ve varoluşunu hiç durdurmayan O’nun nezdinde ne zaman başlayabilir ki? Bizim istediğimiz bu değildir, istediğimiz Tanrı’nın bize sözünü verdiği, daha önce dünyanın köleleri iken Mesih’in hükümdarlığı altında saltanat sürebilmemiz için, Mesih’in kanı ve azabı ile elde edilen saltanatımızın gelmesidir.

Gerçekten, sevgili kardeşlerim, her gün gelişini istediğimiz, biran önce görmeyi arzuladığımız Tanrı’nın hükümdarlığı Mesih’in ta kendisi olabilir. O, dirilişimizdir, çünkü onda dirilimiş oluruz. Bu yüzdendir ki, O, bizim için Tanrı’nın hükümdarılığı sayılabilir çünkü O’nda biz hükmedeceğiz. Demek ki, haklı olarak Tanrı’nın hükümdarlığını, yani göksel hükümdarlığı istiyoruz, çünkü bir de dünyasal hükümdarlık vardır. Oysa artık kötülükler dünyasından vazgeçmiş olan, şanlarından da, hükümdarlığından da üstündür.
Dua’ya devam ettiğimizde: “Gökte ve dünyada isteğin olsun” diyoruz, Tanrı’nın dilediğini yapması için değil de Tanrı’nın dilediklerini bizce yapılması için. Doğrusu, Tanrı’yı istediğini yapmaktan kim engeleyebilir ki? Tanrı’nın istediğini yapmayanlar bizleriz. Çünkü yüreğimizi ve hareketlerimizi tanrısal isteğe yönlendirmemizi engellemek için, şeytan ortaya çıkıyor. Bunun için dua edelim ve Tanrı isteğinin bizde gerçekleşmesini dileyelim. Bunun bizde gerçekleşebilmesi için Tanrı’nın iradesini gereksinmekteyiz, yani gücünden ve korumasından; çünkü hiç kimse kendi gücü ile güçlü olmaz; Tanrı’nın iyilikseverliği ve merhameti sayesinde olur. Sonunda Rab bile, insana özgü güçsüzlüğün kendisinde de varolduğunu göstererek “Baba, mümkünse bu kase benden uzaklaştırılsın” (Mat. 26, 39) dedi. Kendi istekleri değil de Tanrı’nın isteğini yerine getirmeleri için öğrencilerine örnek olarak “Yine de benim değil, senin istediğin olsun” diye ekledi.

Demek ki Tanrı’nın isteği Mesih’in uyguladığı ve öğrettiğidir. Konuşmada alçakgönüllülüktür, inançta sağlamlılık, sözlerde ölçü, eylemlerde adalet, uğraşılarda merhamet, örflerde ciddiyettir. Tanrı’nın isteği haksızlık yapmamak ve yapılan haksızlığa boyun eğmektir, kardeşlerle barış halinde olmaktır, Tanrı’yı tüm yürekle sevmektir, baba olduğu için sevmek, Tanrı olduğu için O’ndan korkmaktır, Mesih’ten önce hiç bir şeyi koymamaktır. Çünkü O da bizden başka bir şeyi yeğlememiştir. Tanrı’nın isteği sevgisine ayrılmaksızın bağlı kalmaktır, cesaret ve güçle çarmıhının yanında durmaktır, adı ve onuru tartışma konusu olduğunda sağlam bir tanıklıkta bulunmaktır, O’nun için mücadele ettiğimizde doğru amaçta sağlam görünmektedir, bizi ödüllendirmek için geldiğinde ölümü sevinçli bir ruhla kabullenmektir.
Mesih’in ortak mirasçıları olmak, Tanrı’nın emrini yerine getirmek, Baba’nın isteğine uymak bu demektir.

KİPRİANUS (200-258)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt