ARİYANİZM KRİZİ VE KEŞİŞLİĞİN BAŞLANGICI (295-379)
Dördüncü Yüzyılın Işıkları ve Karanlıkları
313 yılında Konstantinus’un Kilise’ye tanıdığı özgürlük, topluluğun yaşamı, teşkilatı ve hatta yazınsal ürünleri konularında sonuçlar doğuracak kesin bir yenilik teşkil ediyor.
Kilise hiyerarşisi açısından, İmparatorluğun yapısı (strüktürleri) ile çok sıkı bağlar kuruluyor, ancak bunlar karşılıklı ilişkilerin açıklık ve uygunluğuna her zaman yararlı olamıyorlar. Episkoposlar İmparator’dan kolaylıklar görüyorlar, bağışlar alıyorlar ancak İmparator kendisinde özel ve Kilise’ye yönelik bir yetki hissedip Konsiller düzenliyor, tanrıbilimsel tartışmalara şahsen katılıyor ve bunların gidişatını verilen son kararı şartlandırıyor.
Öte yandan, artık tüm iyi niyetli insanlara sunulan İncil’deki kurtuluş mesajının çekiciliği sayesinde, Hıristiyanlığa geçenlerin sayısı kabarıyorsa da henüz olgunlaşmamış, yüzeysel ve fırsatçı nedenlere dayalı seçimler de yok değildir. Yenilgiye uğrayan putperestliğin eski başkenti Roma’dan uzakta kurulan yeni başkent Konstantinopolis (İstanbul) te bir hıristiyan sarayın oluşması bir taraftan İmparatora, Roma Episkoposu ile ilişkilerinde, daha geniş özgürlükler tanıdığı gibi, öte taraftan merkezi yetkinin çekiciliğine duyarlı olan bir kısım Kilise mensuplarının dünyevileşmelerine önayak oluyordu. Böylece, Kilise’nin birliği konusunda bile, iki Roma arasında gitgide genişleyen bir gedik açıyordu.
Kilise’nin sağlıklı güçleri, güçlükle elde edilen bir özgürlüğün parlak ürünlerini tehlikeye sokabilecek risklere karşı hareketli bir tepki gösterirler. Vaftiz olmayı arzulayan adayların hazırlığı yoğunlaşıp derinleşir: Episkoposlar tanrıbilimsel ve ayinsel (litürjik) açıklamalarını, din derslerini artık Doğu’dan Batı’ya Hıristiyan dünyasını süsleyen basilikalarda vaaz ediyorlar. Bir çokları ise çölün, dönüşü olmayan, yolunu tutmayı yeğliyorlar ve o dönemde söylendiği gibi çöl “bir kent gibi” kalabalıklaşıyor.
Yazınsal yapıtların yoğun üretimi için fırsatlar, olanaklar hiç eksik değildir. Doğmakta olan keşişlik çeşitli ve etkileyici şekillerde kendini ifade ediyor, “Çöl Babaları’nın Sözleri”nden, ermiş keşişlerin “Yaşamları”na, ve “Kurallar”a kadar. Her şeye rağmen halen direnmekte olan putperestliğe karşı sürdürülen mücadele gitgide saldırganlaşan savunucu yazılara yol açıyor. Fakat IV. yüzyıl, Konstantinus’un döneminde ortaya çıkan ve çağın en üstün aydın güçlerini meşgul edecek olan, uzun ve acı bir tartışmayı yaşıyor özellikle: Ariyanizm buhranı.
Ariyanizm Buhranı ve İznik Konsili
“Ariyanizm” olarak bilinen tanrıbilimsel akım İskenderiyeli (Mısır) rahip Ariyus’tan adını almaktadır: temel olarak Oğul’un, Baba’nın tanrısallığına katılmayıp, Baba’ya bağımlı olduğunu ileri sürüyordu. Oğul, Baba’nın sadece ilk ve en yüce yaratığıdır, çünkü “varolmadığı bir zaman olmuştu.”
Ariyus’un öğretisi, Doğu Episkoposluğu’nun içinde, hemen karşıt tepkiler yarattığı gibi onu karşılayanlar da çıktı. İnancın birliği adına kopan ayırım yeniden birleştirilmeliydi. Ancak, Konstantinus için, Hıristiyan dünyasının birliğine muhtaç olan İmparatorluk adına da birleşme gerekliydi. 325 yılında, İznik’te (Nicaea), sorunu bir çözüme vardırmak amacı ile Kilise tarihi’nin ilk Konsil’i (Ekümenik Konsili: Tüm Episkoposların katıldığı) yer alıyor. İznik’te, Ariyus’un Episkoposu ve amansız düşmanı İskenderiye’li İskender, İmparator’un tartışılmaz yetkisine de dayanarak, Oğul’un Baba’nın aynı tanrısal tözünden olup Baba tarafından yaratılmış değil de türetilmiş olduğu formülünü kabul ettirdi. Bugün de, “İnanıyorum” (Credo) duasında, aynı terimler kullanılıyor!
Nedir ki konsil, katılan tüm episkoposların görünürdeki oy birliği ile, kapandıktan sonra ertesi gün her şey yeniden koptu. Onlarca yıl boyunca taraflar, Ariyusçularla kabul edilen formülden yana olanlar arasında çatışmalar sürüp gitti. Araya kişisel düşmanlıklar, anlaşmamazlıklar, afarozlar ve sürgünler de karıştı. Tüm bu olaylarda, İznik Konsili’nde İskender’in basit bir rahip adayı olan Atanasius’un güçlü kişiliği yükseliyor. 328’de, konsil’den üç yıl sonra, Mısırda’ki İskenderiye metropolünün Episkoposu olarak İznik doğru inancının savunması için yürütülen amansız mücadelenin şampiyonu olacaktır.