Siz, Tanrı’nın tapınağısınız.
Bir ibadet evinin açılışı için bu görkemli toplantıda bir araya gelmiş bulunuyoruz. Dualarımızın evinde bulunuyoruz. Bizler Tanrı’nın evini oluşturuyoruz. Kendimiz Tanrı’nın evi olduğumuza göre, biz bu dünyada hazırlanıyoruz ve dünyanın sonu gelince kendimizi Tanrı’ya adayacağız. Bina, daha doğrusu binanın yapımı güçlükle tamamlanır; açılış ise sevinçle oluşur.
Bina tamamlanırken ne oluştuysa, Mesih İsa’ya inananların bir araya geldiği şu anda da aynı şeyler oluşmaktadır. Kişinin inanması, ormanda tahta kesmek ya da dağda taş yontmak gibidir. İmanlılar Hıristiyanlığın temel bilgilerini öğrenince, vaftiz edilince ve yetiştirilince, sanki dülgerlerin ve mimarların etkinlikleriyle, testere ile kesilmiş, ayarlanmış, rendelenmiş gibidir.
Ama, Tanrı evinin tamamlanması için, Tanrı sevgisinin yerleşip herşeyi toparlaması gerekir. Bu tahta ile taş bir tasarıya uygun olarak bir araya gelmeseydi, barışçı biçimde birbirine dolaşmasaydı, bir bakıma biribirini severek bir araya gelmeseydi, hiçkimse buraya giremezdi. Kuşkusuz, bir binada taşlarla tahtayı gerektiği gibi bir arada gördüğün zaman kaygılanmadan girersin, bina yıkılacak diye ödün patlamaz.
Rabbimiz Mesih İsa, gönlümüze girip orada yaşamak istediği için, binasını tamamlamak istercesine şöyle diyordu: “Size yeni bir buyruk veriyorum, biribirinizi seviniz.” Ve şu sözleri ekledi: “Bu size verdiğim bir buyruktur.” Siz yaşlıydınız, benim için bir ev oluşturmuyordunuz. Uzanmış ve kımıltısızdınız, çökmüştünüz. Eski durumunuzdan ve yıkıntınızdan kurtulmak için, birbirinizi seviniz.
Tanrı sevginiz, şunu da göz önünde bulundursun: Bu ev, önceden bildirdiği ve söz verildiği gibi, tüm dünyada yapılmaktadır. Gerçekten, tutsaklık döneminin ardından Tanrı’nın evi yapılırken, bir mezmurda şöyle deniyordu: “Rabbe yeni bir ilahi söyleyiniz; tüm yeryüzü Rabbe ilahi söylesin.” O zaman yeni bir ilahi deniyordu. Rab şöyle dedi: Yeni bir buyruk. Yeni ilahiyi belirleyen nedir? Elbette ki yeni bir aşk. İlahi söylemek seven kişinin işidir. İlahi söylemek olanağına neden olan, kutsal bir aşkın tutkusudur.
Burada gördüklerimiz duvarlarla maddi bakımdan oluşmuştur, oysa bunun manevi açıdan ruhlarla oluşması gerekir. Buraya baktığımız zaman herşey taşlarla ve odunlarla yapılmıştır, oysa Tanrı lütfuyla herşey bedeninizde gerçekleşmelidir.
Herşeyden önce Rabbimiz Tanrı’ya şükredelim: En güzel bağışlar, olağanüstü armağanlar ondan gelir. Yüreğimizin tüm coşkusuyla onun iyiliğini kutlayalım. Bu ibadet evinin yapılması için o imanlıların ruhunu aydınlattı. Onlarda büyük istek uyandırdı, onlara yardım yapılmasını sağladı. Daha kararsız olanlara, karar vermeyi esinledi; iyi niyetli çabalara yardım etti ve bunların bir sonuca ulaşmasını sağladı. Ve böylece Tanrı iyiliğimizi istediği için, dostlarında istenci ve tamamlamayı oluşturmaktadır. Herşeye başlayan O’dur ve herşeyi tamamlayan O’dur.
AUGUSTİNUS (354-430)