Adaletin mesken kuracağı yeni bir dünya.

“Neşeden bağırsın ormanların tüm ağaçları, Rabbin önünde! Çünkü O geliyor! Geliyor O, yeryüzünü yargılamaya!” Bir kez geldi ve gelecek. İlk geldiğinde Sözü İncil’e aksetti: “Bundan böyle, İnsanoğlu’nun bulutlar üzerinde geldiğini göreceksiniz.” Niçin bundan böyle? İnsanoğlu daha sonra, yeryüzünün tüm aşiretleri ağlaşırken, gelmeyecek mi? O önce, O’nu vaaz edenlerin şahsında geldi ve yeryüzünü böylece doldurdu. İkinci gelişinden korkmamak istiyorsak, birinci gelişine karşı koymayalım.

Öyle ise, Hıristiyanın ne yapması gerekir? Dünyadan yararlanmak, dünyaya hizmet etmemek. Aziz Pavlus’un dediği de bu: “Zaman zaten kısıtlı, kardeşlerim. Bu nedenle karısı olanlar yokmuş gibi, ağlayanlar ağlamıyormuş gibi, sevinenler sevinmiyormuş gibi, dünyadan yararlananlar yararlanmıyormuş gibi, mal mülk edinenler birşeyleri yokmuş gibi davransınlar. Çünkü bu dünya gelip geçer. Ben ise her tür endişeden uzak olmanızı istiyorum.” Her tür endişeden uzak, özgür olan Rabbin gelişini güven içinde bekler. Rabbin gelişinden korkan, Rabbi sever olur mu? Utanmıyor muyuz, kardeşlerim? Onu seviyoruz ve gelmesinden korkuyoruz. Gerçekten seviyor muyuz, yoksa günahlarımızı mı daha çok seviyoruz? Günahlarımızdan nefret edeceğiz ve onları cezalandırmaya geleni seveceğiz. İstesek de, istemesek de O gelecek. Şu anda gelmemesi, gelmeyecek demek değildir. O gelecek ve sen ne zaman geleceğini bilmezsin. O geldiğinde seni hazır bulursa, geleceği anı bilmemenin senin için hiç bir sakıncası yoktur.

Ormanın tüm ağaçları sevinçten coşacak. Bir kez geldi ve yeryüzünü yargılamaya gelecek. O geldiği zaman, tekrar O’nun ilk gelişine inanmış olanları da mutlulukla dolu olarak bulacaktır.“Dünyayı adaletle yargılayacak ve kavimleri kendi gerçeğine göre.” Hangi adalet ve hangi gerçek? Yargı için seçtiklerini etrafına toplayacak, diğerlerini ise ayıracak. Çünkü birincileri sağına, ikincileri ise soluna alacak. Bundan daha adil, daha gerçek ne olabilir: Yargıç gelmeden önce merhamet göstermeyenler, yargıçtan merhamet beklemeyecekler. Merhamet göstermek isteyenler ise merhametle yargılanacak. Çünkü O, sağında oturanlara şöyle seslenecek: “Gelin, ey Babamın kutsadığı sizler, dünya yaratıldığından beri sizin için hazırlanan krallığı miras alın.” Ve onlara merhamet eylemleri atfedecek: “Açtım ve beni doyurdunuz, susuzdum ve bana içecek verdiniz.”

Soluna aldıklarını neden kınıyor? Merhamet göstermek istemediklerinden. Peki, onlar nereye gidecek? Ebedi ateşe gidecek. Bu acı yargı, büyük bir iniltinin yükselmesine neden olacak. Ancak diğer bir mezmur ne der? “Adil insan hiç bir zaman unutulmayacak. O acımasız bir yargıdan korkmaz.” Bu acımasız yargı ne? “Şeytan ve melekleri için hazırlanan ebedi ateşe gidin.” Olumlu bir yargının sevindirdiği kişi, acımasız yargıdan korkmaz. İşte adalet, işte gerçek.Sen adaletsiz olduğun için yargıç adil olmayacak mı? Sen yalancı olduğun için gerçek gerçeğe uymayacak mı? Ama sen merhametli bir yargıçla karşılaşmak istiyorsan, o gelmeden merhametli ol. Sana hakaret edenleri bağışla, zenginliğinin fazlasını ver. Zaten O’nun sana verdiğinden başka ne verebilirsin? Sana ait olan bir şeyi versen, bu cömertlik olurdu. Ama onun sana verdiğini verdiğine göre, bu bir iadedir. O’nun sana bağışlamadığı neye maliksin ki? Tanrı katında hoşgörülen kurbanlar işte budur: Merhamet, alçakgönüllülük, minnet, barış, sevgi. Sunduklarımız bu ise, yargıcın gelişini güven içinde bekleyeceğiz. Çünkü O, dünyayı adaletle yargılayacak ve kavimleri kendi gerçeğine göre.

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt