Tanrı Krallığına girmek için çok sıkıntıdan geçmek gerek.

Çok kıyım varsa, çok da deneyim var demektir. Çok çelenk olan yerde çok savaş verilmiştir. Kıyımcıların fazla olması senin yararınadır. Çünkü bunca kıyımda zafer tacını giyme olanağını bulursun.Bugün bayramını kutladığımız şehit Aziz Sebastianus’un örneğini alalım. Sebastianus aslen Milanoludur. Kıyımcı belki o sırada bölgeden ayrılmıştı ya da henüz bölgeye gelmemişti, ya da sevecen bir insandı. Her ne hal ise Sebastianus burada savaş olmadığını ya da savaşın canlılığını yitirmiş olduğunu gördü ve kalkıp Roma’ya gitti. Roma’da inancın güçlü olması nedeniyle kıyım tüm şiddeti ile sürüyordu. Sebastianus orada acı çekti, yani orada taç giydi. Demek oluyor ki, yabancı olarak geldiği yörede ölümsüzlüğe kavuştu.

Bir tek kıyımcı olsaydı, bu şehit kuşkusuz taç giymezdi. Ancak işin en kötü yanı sadece görünen kıyımcılar değil, görünmeyen kıyımcıların da olmasıdır ve bunların sayısı diğerlerinden fazladır.Nedeni, bir başkıyıcı birçok kıyım emri gönderdiği ve her kent veya eyalette kıyımcılar bulunduğu gibi, şeytan da sadece dışta değil, içte de her birimizin kalbinde de kıyımlara neden olan işbirlikçilerini yönetir.

Aziz Pavlus, “Huşu ile İsa Mesih’te yaşamak isteyen herkese işkence edilecektir” dediği zaman işte bu işkenceleri kasteder. Pavlus, “herkes” diyor, kimseyi ayırmıyor. Zaten bizzat Rab, kıyımların denemesinden geçtikten sonra kim ayrı tutulabilir ki? İsa’nın gizli tanıklarına her geçen gün kaç yeni isim katılır, İsa’ya aidiyetini beyan eder? Havari bu şehadeti ve İsa’ya imanın ne olduğunu bildiği için şöyle der: “İşte bizim gururumuz ve vicdanımızın tanıklığı budur.”

AMBROSİUS (339-397)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt