ANSELMUS (CANTERBURİ’Lİ) (1033-1109)
Anselmus 1033 yılında, Val d’Aosta’ta doğmuştur; soylu bir ailenin çocuğudur. 15 yaşında, bilim ve şan şöhret peşinde Burgonya ve Fransa’yı dolaşır. Fakat Normandiya’dan geçerken Bek manastırında kalır ve orada okuyup Benediktin rahibi olur. 1063 yılında Manastırın başrahibi olur. Manastırı kuran Herluin’in ölümü üzerine başrahip seçilir. İşi gereğince Anselmus çok yolculuk yapmak, Normandiya ve İngiltere’deki manastırları ziyaret etmek zorunda kalır. Çok yazı yazar, zamanının bütün büyük şahsiyetlerini kendi yerinde kabul eder ve onlara yol gösterir. 1093 yılında, İngiltere’ye yaptığı bir yolculuk sırasında, arzusu hilafına, İngiltere prima’sı, Canterbury episkoposu yapılır. Fatih’in oğlu Kızıl Gulielmus karşısında Roma’ya sadık kalışı onu Roma, Bari, Chaise Dieu arasında yolculuklara itecektir.
1100 yılında, Gulielmus’un ölümünden sonra, Anselmus’un Canterbury’ye dönmesi mümkün olur. Fakat kısa sürede, yine Roma’ya olan sadakati yüzünden, kral II. Pascal ile ihtilafa düşer. Bu yüzden yeniden sürgün olur: Bek manastırına, Roma’ya ve Lyon’a geçer. 1107’de İngiliz kralı ile Londra Diyeti arasında bir anlaşma imzalanınca Anselmus Canterbury’ye geri döner. Anselmus son yıllarını, yerli bir klerje yetiştirmeye, York episkoposluğu karşısında Canterbury episkoposluğunun üstünlüğünü savunmaya, manastır hayatında reform yapmaya ve onu geliştirmeye vakfeder. Gezici yaşamına rağmen, Anselmus bir düşünce adamı olarak kalmıştır; onun için deruni hayat ile fikir hayatı ayrılmaz bir bütündür. Aziz Anselmus 1109 yılında kutsal çarşamba günü ölür.
Aziz Anselmus’un bütün yazılarını tanımak imkanını bulamıyoruz. Çünkü yeterli derecede iyi bulmadığı yazılarını yok etmiştir. Fakat elimizde bulunan eserleri çok sayıda ve yüksek vasıfta eserlerdir. Aziz Anselmus’un XVIII. asırda çok büyük bir etkisi olmuştur. Aziz Anselmus’un yazılarının kolayca okunmasına ve düşünmeye sürüklemesine rağmen, yazarın düşüncesini kavramak zorlukla mümkün olmaktadır!