Günahın çoğaldığı yerde, Tanrı’nın lütfu daha da çoğaldı.

Güçsüzlüğümüz, Kurtarıcı’nın yaraları dışında nerede huzur ve güven bulur? Selametinin gücü nisbetinde kendimi orada güvende hissederim. Evren sendeler; beden tüm ağırlığı ile beni ezer; şeytan tuzaklarını kurar; ama ben yine de düşmem. Çünkü sağlam bir kayaya tutunuyorum. Ağır günah işledim. Vicdanım beni rahatsız ediyor, ama cesaretini yitirmiyor. Çünkü günahlarım yüzünden kalbi mızrakla delinen Rabbin yaralarını anımsıyorum. Yeryüzünde hiçbir şey Mesih’in ölümü pahasına kurtulamıyacak kadar ölüme mahkum değildir. Bu denli güçlü ve etkin ilacı düşündükçe, hastalıkların en acımasızı bile beni artık korkutmuyor.

Günahım affedilemiyecek kadar büyük diyen, demek yanılmış. Ancak gerçek şu ki, o kimse Mesih’in bir uzvu değildi. Mesih’in liyakati ile ilgisi yoktu. O liyakat üzerine bir hak iddia edemiyordu. Bir uzvun başa ait nimetleri talep edebileceği gibi.Ama ben, suçum yüzünden mahrum kaldığım şeyi yüreklilikle Rabbin kalbinden çekip alabiliyorum. Çünkü merhamet orada dolup taşıyor ve akmayı sağlayabilecek kadar yara delikleri de mevcut.Ellerini, ayaklarını ve bir mızrak darbesi ile de böğrünü deldiler. Açılan deliklerden bu kayanın balını ve taştan akan yağı tadabiliyorum, yani Rabbin ne denli iyi ve merhametli olduğunu tadıp görebiliyorum. O barış düşünceleri kuruyordu ve ben bunu bilmiyordum. Gerçekten, Rabbin düşündüklerini kim bildi? Ona kim akıl verdi? (Rom. 11, 34) Ama etine batan çivi benim için tasarılarının sırrını açıklayan bir anahtar oldu. Bu deliklerden görmemek mümkün mü? Çiviler, yaralar, Tanrı’nın Mesih şahsına dünyayı gerçekten kendisiyle uzlaştırdığını haykırıyor. Çaresizliğime nasıl çare olabileceğini anlaması için mızrak vücudunu deldi, kalbine saplandı. Kalbinin sırrı vücudunun yaralarında gün ışığına çıkıyor. Tanrı’mızın iyiliğinin bu büyük sırrı, merhamet dolu sevgisi, yukardan bize gelen Güneş açıkça görülüyor. Bu şefkatin yaralarında belli olmaması mümkün mü? Rabbim, munis olduğunu, merhametli olduğunu, acılarımızı paylaştığını yaralarından başka ne ile gösterebilirdin bize? Canını ölüme mahkum olanlara feda etmekten büyük bir sevgi yoktur.

O halde, benim tüm liyakatim, Rabbin acımasından kaynaklanıyor ve Rab acımada kusur etmedikçe, ben de liyakatten mahrum olmam. Tanrı’nın merhameti arttıkça, benim de liyakatim artacak. Ancak kendimi birçok kusurdan ötürü suçlu hissettiğim zaman ne olacak? Günahın arttığı yerde, lütuf dolup taştı. Tanrı’nın merhameti sonsuzluğa dek uzandığına göre, ben de sonsuza dek Tanrı’nın merhametine şükredeceğim. Benim adaletim bu mu? Rabbim, ben sadece adaletini anımsayacağım. Çünkü sen benim için Allah’ın adaleti olunca, benim adaletim olmuştur.

BERNARDUS (1090-1153)

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN

Şu anda burada değiliz. Ama bize e-posta gönderebilirsiniz, en kısa zamanda size geri dönüş yaparız.

Not readable? Change text. captcha txt