Kontemplasyon Üstüne.
Sipere sıkıca tutunalım; tüm gücümüzle sarsılmaz kaya Mesih’e dayanalım. Kitap şöyle der: “Tekrar kayaya basmam, adımlarıma güç verdi” (Mez. 39, 3). Böylece güç ve destek bulduktan sonra iç dünyamıza dönelim. Bakalım Mesih bize neler diyecek, sitemlere ne yanıt verebileceğiz?Manevi temaşanın ilk mertebesi, Rabbin ne istediğini, neden hoş-landığını düşünmektir, sevgili kardeşlerim. Onu birçok konuda incitiyoruz. Özenden yoksun oluşumuz, O’nun iradesinin dürüstlüğü ile çarpışıyor. Bu ise O’nunla birleşmemize, O’na bağlanmamıza engel oluyor. O halde, ulu Tanrı’nın herşeye kadir gücü önünde huşu ile eğilelim. Çaresizliğimizi merhametinin gözü önüne serelim ve şöyle yalvaralım: “Sen bana şifa ver, Rabbim, ki, şifa bulayım. Beni kurtar ki, kurtulayım. Bana acı, Rabbim, ruhuma şifa ver. Çünkü ben sana karşı günah işledim” (Yer. 17, 14 ve Mez. 40, 5).
Kalbin gözü bu tür düşüncelerle arındıktan sonra, üzüntüler içinde yaşamaya devam etmeyiz. Tanrı Ruhu’nun mutluluklarını tadarız. Tanrı’nın bizimle ilgili istediği değil, mutlak anlamda istediği bizi meşgul eder. Çünkü hayat onun iradesindedir. Bu iradesi ile uyum sağlamaktan daha yararlı, daha elverişli birşey olamaz. Bu nedenle, hayatımızı koruma konusunda gösterdiğimiz özeni mümkün olduğu kadar, bu hayata götüren yoldan ayrılmamaya da gösterelim.
Bundan sonra da Tanrı’nın derinliklerine kadar insan, Kutsal Ruh’u rehberimiz gibi izleyerek, manevi züht yolunda az da olsa ilerleme kaydederek, Rabbin ne denli sevecen, ne denli iyi olduğunu anlamaya çalışalım. Peygamberle birlikte iradesini görmemize yardımcı olmasını isteyelim. Kalbimizi değil, Onun mabedini ziyaret etmemize olanak sağlamasını dileyelim. O zaman biz de onunla şöyle diyeceğiz: “Ruhum huzursuz oldu. Bunun için seni anımsayacağım” (Mez. 41, 7).Bu iki olgu, manevi yaşamın tümünü özetler. Kendi kendimize baktığımızda kurtuluş kaygısı bizi huzursuz eder. Ancak Tanrı’ya baktığımızda nefes alırız ve Kutsal Ruh’un mutluluğu bizi avundurur. Bir yandan kaygı ve alçalma, diğer yandan umut ve iyilik.
BERNARDUS (1090-1153)