Aziz Havarilerin acılarına katılmak.
Ermiş rehberimiz ve aziz koruyucumuz, kendi, Havarileri ve apostolik inancı öğretenler hakkında şöyle derdi: “Biz Mesih’in uğruna akılsızız” (I. Ko. 4, 10). Oysa biz ne şaşırmalıyız ne de endişe etmeliyiz, sevgili kardeşlerim. Çünkü ne öğrenci öğretmeninden ne de köle efendisinden üstündür (Mat. 10, 24). Bize karşı olanlar kendilerine karşı Tanrı’nın gücenmesine neden olduklarından, kendilerine kötülük etmekteler, oysa sonsuz yüceliğin tacını artırdıkları için, bizlere iyilik yapmaktalar. Bu yüzdendir ki, onları hor görmek ve onlardan nefret etmek yerine, onlara acımalı, onları sevmeliyiz. Hatta onlar için dua etmeliyiz, kötülüğe yenik düşmemeliyiz, aksine kötülüğü iyilikle yenmeliyiz ve, merhametle tutuşan kömürler gibi, başlarına iyilikler kondurmalıyız – Havarimizin önerdiği gibi – öyle ki onlar sabrımızı ve uysallığımızı görsünler, daha iyi bir yaşama dönsünler ve Tanrı aşkı ile tutuşsunlar. Bize gelince, Tanrı merhametine layık olmamamıza rağmen bizi dünyadan çekti ki O’na, erdemden erdeme yükselerek, hizmet edelim, sabır sayesinde yüce bir sevgi meyvesini taşıyalım ve kendimizi Tanrı çocuklarının salt şan umudu ile değil de azapları ile de yüceltelim.
Sevgili kardeşlerim, aldığınız çağrıyı düşünün (I. Ko. 1, 26). O çağrıyı dikkatle incelemek istiyorsak, bizden istediklerini kolayca görmüş oluruz ve aziz Havarilerin ve başkaca Mesih öğrencilerinin adımlarını, uzaktan bile olsa, izlemeye koyulduğumuz gibi acılarına katılmaktan çekinmeyeceğiz. Önümüzdeki yarışa sebatla katılalım ve inancın yaratıcısı ve kusursuzlaştırıcısı olan İsa’dan gözlerimizi ayırmayalım (İbr. 12, 1). O halde baba ve rehber olarak bu denli yüce bir havariyi seçmiş olan bizlere, onu izlemeğe taraftar olduğumuza göre, öğretisini ve örneklerini uygulayabilmek için kendimizi zorlayalım. Bu tür reis’in emrinde korkak veya kaçak askerlerin bulunması, bu denli Yüce bir Baba’nın oğullarının yakışıksız olmaları hiç uygun olmaz.
ANTONİUS MARİA ZAKARİYA (1502-1539)